Bizimle ilgili tüm gelişmelerden haberdar olmak için E-Bülten'e kaydolabilir veya bizi sosyal medyadan takip edebilirsiniz.

Shopping cart

    Subtotal $0.00

    View cartCheckout

    Diyabet ve Göz

    diyabet goz 1
    diyabet goz 3

    Diyabet ve Göz

    Diyabet, insülin eksikliğine veya insülinin etkinliğinin azalmasına bağlı olarak görülen ve değişken şiddette sürekli hiperglisemi ile karakterize yaygın bir metabolik bozukluktur. Diyabet Tip1 ve Tip2 olarak iki kısma ayrılır. Diyabetik Retinopati (DR) tip1 diyabette (%40) tip2 diyabete (%20) göre daha yaygındır ve 20 ila 65 yaş arasında az görmenin en yaygın sebebidir.

    1. Diyabette Neden Göz Kanamaları Olur?
    2. Diyabetik Hastada Göz Şikâyetleri Nelerdir?
    3. Diyabetik Retinopatinin Evreleri Nelerdir?
    4. Diyabetik Göz Bulgularının Teşhis Ve Takibinde Hangi Muayene ve Testler Kullanılır?
    5. Diyabetik Retinopatinin Tedavisi Nasıldır?
    6. Diyabetik Retinopatide Göz İçi Enjeksiyonlarında Hangi İlaçlar Kullanılır?
    7. Argon Lazer Tedavisi Nedir?

    Diyabette sürekli yüksek kan şekeri, tüm vücut organlarında olduğu gibi, gözün de retina tabakasındaki kılcal damar yapısını bozmaktadır. Retina tabakasında oluşan kanama az görmeye neden olarak görme kalitesini düşürmektedir. Hastalığın başlangıcında hafif göz bulguları şikâyetlere neden olmamaktadır. Bulgular ilerledikçe bulanık görme şikâyetleri başlamaktadır. Diyabetik retinopatide erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Kritik seviye yani iskemi oluşmadan önce tedavi yapılmalıdır.

    NORMAL GÖZ
    DİYABETLİ GÖZ

    Hastalığın erken devrelerinde şikayet olmayabilir veya gelip geçici görme azlıkları olabilir. Hastalık ilerledikçe göz şikayetleri artmaya başlar. Bu şikayetler şunlardır:

    • Bulanık görme
    • Gözde uçuşan cisimlerin görülmesi, örümcek ağı şeklinde görüntüler
    • Gözlükle görmenin artmaması
    • Araba kullanırken, kitap okurken zor görme.
    • Işık hassasiyeti
    • Yoğun kanamalarda ani görme kaybı

    Diyabetik Retinopatinin üç ana evresi vardır. Hastalığın süresi ve şiddeti ile bir alt evreden üst evreye geçiş göstermektedir. Bu evreler şunlardır.

    • Birinci Evre (Background Diyabetik Retinopati): Gözde birkaç noktada küçük kanama (mikroanevrizma) mevcuttur. Bazen gelip geçici göz şikayetleri olabilir. Bu evrede tedaviye gerek olmaz. Altı ay veya yılda bir göz muayenesi gereklidir. Diyabet kontrol altında değilse belli bir süre sonra göz ikinci evreye geçer.
    • İkinci Evre (Preproliferatif Diyabetik Retinopati): Gözdeki kanamalar artmıştır. Makülar ödem oluşmuş ve en önemlisi retinada iskemi oluşmuştur. Bu evrede görme azalmıştır. Göz önünde uçuşan cisimler görülebilir. Tedavi gereklidir. Tedavide Argon Lazer tedavisi uygulanır.
    • Üçüncü Evre (Proliferatif Diyabetik Retinopati): Gözde retina tabakasında yaygın kanamalar, sert exuda denilen retina tabakasında lipid birikintileri, görme merkezinde ödem ve periferal retinada oksijensizliğe bağlı retinal iskemi mevcuttur. Ayrıca bu evrenin en önemli karakteristiği yeni zayıf damarların oluşmasıdır. Bu evrede çok yoğun tedavi gerekir. Argon Lazer tedavisi başlanmamışsa hemen başlanıp tamamlanmalı, başlanmış ancak tamamlanmamış bölgeler varsa buralar lazerlenmelidir. Lazere ek olarak görme merkezi ve yeni damar oluşumları için göz içi enjeksiyonlar yapılmalıdır.
    • Oftalmoskopi: Göz muayenesi sırasında direkt göz dibine (göz arkası) bakılarak kanama, makülar ödem ve yeni damar oluşumları görülebilir.
    • Fundus Flurosein Anjiografi: Damardan verilen flurosein boyasıyla (10 cc) retinadaki damarların ve retina tabakasının görüntülenmesi sağlanır. Argon lazer tedavisinden önce, lazer tedavisi yapılacak bölgelere karar verilmesinde yardımcı olur. Erken, orta ve geç evrelerde yapılan özel fotoğraflamalar ile göz arkası hakkında ayrıntılı bilgi alınır.
    • Yakın dönemde OCT Anjiografiler kullanıma girmiştir. Bunlarda damardan vücuda flurosein maddesi verilmesi gerekmez. Damarlardaki kan akışlarını analiz ederek görüntüler oluşturulmaktadır.
    • Optik Koherens Tomografi (OCT): İnvaziv olmayan bir girişimdir. Daha çok santral retinadaki diyabet bulguları hakkında (makülar ödem) bilgi verir.

    Hastalığın birinci evresinde yalnızca takip yapılır, tedaviye gerek yoktur. İkinci evrede argon lazer tedavisi uygulanır. Üçüncü evrede argon lazer tedavisine ek olarak göz içi enjeksiyonları yapılır.

    .Anti-Vasküler Endotelyal Büyüme Faktörü (VEGF) İnhibitörleri: Göz içine en sık verilen ilaç grubudur. Retina damarlarının anormal büyümesini engellemeye yardımcı olurlar. Bu ilaçlar, yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD), diyabetik retinopati ve retinal damar tıkanıklığı gibi durumların tedavisinde kullanılır.

    • Kortikosteroidler: Göz içine enjekte edilen kortikosteroidler, gözdeki iltihaplanmayı azaltır ve ödem oluşumunu engeller. Özellikle göz içi iltihabı (üveit) veya makula ödemi gibi durumların tedavisinde kullanılır.
    • Steroid İmplantları: Bazı durumlarda, uzun süreli etki sağlamak amacıyla göz içine steroid implantları yerleştirilebilir. Bu implantlar, uzun süre boyunca kademeli olarak ilaç salınımı sağlar ve bu şekilde göz içindeki iltihaplanmayı kontrol altına alabilirler.

    Argon lazer, yüksek enerjili ışık demeti üreten bir lazer türüdür. Bu lazer ışını ile gözdeki oksijensiz kalmış, işlev görmeyen retina alanları tedavi edilerek sağlıklı retinal bölgelere daha fazla oksijen gelmesi sağlanır. Küçük damar genişlemeleri kapatılarak buralardan retinaya kaçakların olması engellenir. Genellikle 3-4 seansta tedavi tamamlanır. Ağrı hissedilmemesi için göz uyuşturulur.

    1.Seans
    2.Seans
    3.Seans
    4.Seans

    Web sitemizin içeriği bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur.  Teşhis ya da tedavi önerisi niteliğinde değildir. Kesin tanı ve tedavi için bir göz hekime müracaat edilmesi gerekmektedir.

    Comments are closed

    Hemen

    Ara

    Hızlı

    Randevu Al

    Whatsapp

    İletişim